Goldman Sachs ortalarında Yeni Zelanda, Latin Amerika, Doğu ve Merkez Avrupa’da birçok gelişmekte olan ülkelerinin olduğu 9 ülkeyi mercek altına aldı. Bu ülkelerin istihdam piyasalarındaki güçlü seyrin de tesiriyle resesyona ait rastgele bir işaret görülmediği belirtildi.
Goldman Sachs bu ekonomileri destekleyen kimi temel faktörler olduğunu belirterek bunları “Hızlı tüketici kredisi büyümesi ve güçlü bilançolar, birçok iktisatta artan işgücü talebinin istihdamı desteklemesi, iktisatların tekrar açılmasının büyümeyi desteklemesi” halinde sıraladı.
Aşırı ısınan istihdam piyasasını ve para ünitelerindeki kıymet kaybının da negatif faktörler olduğunu kaydeden kurum ekonomistleri “ancak tedarik zincirindeki ıstırapların azaldığına dair sinyaller var. Çekirdek enflasyon da birçok iktisatta tepeyi gördü” sözlerini kullandı.
Erken faiz artışı yapan iktisatların küçüleceğini söylemek için çok erken olduğunu belirten ekonomistler şimdiye kadar eldeki ispatların sert inişten kaçınılabileceğini gösterdiği belirtildi.
Jan Hatzius öncülüğündeki ekonomistler “bu iktisatların gösterdiği direnç, hiçbir büyük iktisadın gelecek yıla kadar para siyasetinden kaynaklanan bir resesyona girmeyeceği görüşümüzü destekliyor.” yorumunu yaptı.